Kontrol Etmeden Duramıyorum: Mükemmeliyetçilik, Kontrolcülük ve Psikolojik Bedelleri
- rizepsikolojimerke
- 23 Tem
- 2 dakikada okunur

Günümüz toplumunda başarı, düzen, kusursuzluk ve hız fazlasıyla yüceltiliyor. Bu beklentiler ise bireylerde fark edilmeden içselleştirilen iki güçlü eğilimi körüklüyor: mükemmeliyetçilik ve kontrolcülük. Her şeyin en iyisini yapma arzusu ve her şeyi kontrol altında tutma ihtiyacı, başlangıçta işlevsel gibi görünse de, uzun vadede birçok psikolojik sorunun zeminini hazırlayabiliyor.
Mükemmeliyetçilik: Asla Yetememe Hissi
Mükemmeliyetçilik, kişinin kendisine ve çevresine yönelik yüksek, çoğu zaman gerçekdışı beklentiler taşımasıdır. Bu kişiler:
Hatalara tahammül edemez,
Sürekli daha iyisini yapma ihtiyacı duyar,
Başarıya ulaştıklarında bile tatmin hissetmezler.
Bu durum zamanla tükenmişlik, özgüven sorunları ve depresyon, anksiyete bozuklukları gibi psikopatolojilere neden olabilir. “Yetersizim” ve “Hata yaparsam sevilmem” gibi inançlar, bireyin kendini değersiz hissetmesine yol açabilir.
Kontrolcülük: Belirsizliğe Tahammülsüzlük
Kontrolcülük ise, kişinin çevresindeki her şeyi yönetmeye, belirsizliği ortadan kaldırmaya çalışmasıdır. Bu eğilim özellikle şu durumlarla ilişkilidir:
Obsesif kompulsif bozukluk (OKB): Düşünceleri kontrol edememe korkusu, tekrarlayan davranışlara yol açar.
Anksiyete bozuklukları: Gelecekteki risklere karşı hazırlıklı olma çabası, kaygıyı besler.
Yeme bozuklukları: Vücudu kontrol etme arzusu, yeme davranışlarına yansır.
Bu kişiler için kontrol edilemeyen durumlar yoğun kaygı yaratır. Ancak yaşam, doğası gereği belirsizliklerle doludur ve her şeyi kontrol etmeye çalışmak sürdürülemez bir çabadır.
Neden Bu Kadar Yıpratıcı?
Hem mükemmeliyetçilik hem de kontrolcülük, bireyin kendine karşı koşullu bir değer algısı oluşturmasına neden olur. Bu da duygusal esnekliği azaltır, sosyal ilişkileri zedeler ve yaşamdan alınan doyumu düşürür. Zamanla:
Tükenmişlik,
Uyku bozuklukları,
Panik ataklar,
Depresif çökkünlük gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Terapiyle Yeniden Denge Kurmak
Bu düşünce kalıplarını fark etmek ve dönüştürmek kolay olmayabilir. Çünkü kişi çoğu zaman bunları “kişiliğinin bir parçası” olarak görür. Oysa bu kalıplar öğrenilmiş ve değiştirilebilir yapılardır. Psikoterapi, bu noktada güvenli ve yapılandırılmış bir alan sunar.
Bilişsel davranışçı terapi, şema terapi gibi yaklaşımlar:
Gerçekçi beklentiler geliştirmeye,
Kontrol ihtiyacını yönetmeye,
Özşefkat duygusunu güçlendirmeye yardımcı olabilir.
Rize Psikoloji Merkezi olarak, sizi yıpratan düşünce kalıplarını birlikte fark etmek ve daha sağlıklı yollarla başa çıkmayı öğrenmek için yanınızdayız. Mükemmel olmanıza gerek yok, sadece kendiniz olmanız yeterli.
コメント